14 Ocak 2011 Cuma

1400 lüks otomobile takip

BMW, Mercedes, Porsche ve Ferrari markalı pek çok otomobil "şüpheli"olarak incelemeye alındı


GÜMRÜKLERDE son yılların en büyük otomobil yolsuzluğu soruşturması başlatıldı. BMW, Mercedes, Porche ve Ferrari marka 1400 lüks otomobil, ikinci el olduğu halde gümrük kapılarından yeni gibi gösterilerek yurda sokulduğu şüphesiyle mercek altına alındı.

Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'ya gelen bir ihbarla başlatılan soruşturmada, geçen yaz aylarında Türkiye'ye sokulan 7 Mercedes otomobilin ikinci el olmasına rağmen gümrük kapılarında sıfırmış gibi gösterildiği belirlendi. Bakan Yazıcı'nın bu şekilde Türkiye'ye sokulan başka otomobil olup olmadığının araştırılması talimatı üzerine inceleme başlatıldı. 2010 yılında durumlarından şüphe duyulan 1400 lüks otomobilin şase ve seri numaralarının, ithal edildikleri ülkelerdeki servis kayıtlarıyla karşılaştırılması kararlaştırıldı.


Bu ülkelerden gelecek yanıta göre, Türkiye'nin en büyük otomobil kaçakçılık soruşturmasına başlanacak. Servislerde bakım gördüğü saptanan otomobillerin ikinci el olduğu anlaşılacak. Otomobilleri sıfırmış gibi satın alan müşterilere adli bir işlem yapılmayacak, ancak otomobillere el konulacak. İthalatçılar için ise kaçakçılıktan dava açılacak.


Bazı otomobil ithalatçılarının, Avrupa ülkelerinde az kullanılmış otomobilleri, düzenledikleri sahte belgelerle sıfırmış gibi gösterip ithal ettikleri ve bunları müşterilerine yeniymiş gibi pazarladıkları ileri sürüldü.

12 Ocak 2011 Çarşamba

100 liralık yatırımın 65 TLsi devletten

Kredi destek paketlerinin ardından hükümetten reel sektöre müjdeli bir haber daha geldi. 2011 yılından itibaren başlayan küçük ve büyük yatırımlara uygulanan kamu desteği artırılıyor.

Meclis'te görüşmeleri devam eden torba kanun tasarısına eklenen bir madde ile yatırımlarda vazgeçilen vergi miktarı yüzde 55-65 arasında uygulanacak. Zaman'ın haberine göre, örneğin 100 liralık yatırım yapan bir işadamı 65 lirasını geri alana kadar elde ettiği net kârın vergisini ödemeyecek. 31 Aralık 2010'dan sonrası için vergi teşviklerinde yatırıma katkı oranının 50 milyon liranın altındaki yatırımlar için yüzde 25, 50 milyon TL'nin üzerindeki yatırımlar içinse yüzde 45 olarak uygulanması gerekiyor. Yüzde 25'lik destek oranını 2011 ve sonrası yıllar için yüzde 55'e çektiklerini aktaran üst düzey bir ekonomi yetkilisi, bu sayede Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ) daha fazla destekleneceğini söyledi. Büyük yatırımlar için yüzde 45 olması gereken vergi desteği ise yüzde 65 olarak uygulanacak.

Küresel ekonomik kriz sebebiyle geçen yıl yatırımlara katkı oranının geçici süreyle yüzde 25-45 yerine yüzde 60-70 olarak uygulandığını dile getiren Maliye'den üst düzey bir yetkili ise, "Ancak bu oranlardaki indirim uygulaması için süre geçen yıl sonunda doldu. Torba kanun tasarısına eklenen bir madde ile yatırıma yüksek orandaki desteği kalıcı hale getirdik. Yeni oranlar 2011 ve sonraki yıllar için de uygulanacak. Çünkü Türkiye ekonomisinin büyümeye ihtiyacı var. Özellikle küçük yatırımlara olan desteği 30 puan artırdık. Bu da büyümenin yanı sıra istihdama da ciddi katkılar sağlayacak." dedi. Yüzde 20 olarak uygulanan Kurumlar Vergisi oranının bölgesine göre yüzde 2'ye kadar indiğini belirten yetkili, 18 puanlık avantajın reel sektöre önemli katkı sağlayacağını kaydetti.

KDV DESTEĞİ
Haziran 2009'da açıklanan teşvik paketi ile büyük yatırımlara yüzde 45'e varan oranlarda vergi desteği sağlanıyor. Teşvik edilecek büyük yatırımların içerisinde 12 ana sektör yer alıyor. Firmalara yüzde 20 yerine birinci bölgede yüzde 10, ikinci bölgede yüzde 8, üçüncü bölgede yüzde 4 ve dördüncü bölgede ise yüzde 2 oranında Kurumlar Vergisi desteği veriliyor.

YATIRIM MİKTARI MEVCUT YENİ HALİ
50 milyon liranın altı 25 55
50 milyon liranın üstü 45 65

Not artırımı kaç milyar dolar çekecek

Merrill Lynch Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Başekonomisti Türker Hamzaoğlu, Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke notunu elde etmesinin ülkeye sermaye çekmesine ilişkin, ''Orada fonlara filan bakmak lazım. 'Şu kadar para girer' diyemem ama geçmiş yıllarda ne kadar para giriyordu? Yılda 2-2,5 milyar dolar. Bunun çok muhafazakar bir tahminle rahat iki katına çıkacağını düşünebilirsiniz'' dedi.

Hamzaoğlu, Merrill Lynch EMEA Varlık Yönetimi toplantısında, 2011 için olumlu bir beklentiye sahip olduklarını belirterek, bu yılın Türkiye'nin mezuniyet yılı olacağını düşündüklerini söyledi.

Ekonomideki normalleşme sürecinin, not artırımıyla yatırım yapılabilir ülke seviyesiyle taçlandırılacağını ifade eden Hamzaoğlu, bunun 2011 yılı içinde veya en geç 2012 başında gerçekleşebileceğini kaydetti.

"NOT ARTIRIMI HENÜZ FİYATLANMADI"
Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke olduğu zaman yeni endekslere dahil olacağını, oradan da yeni yatırımcıların Türkiye'ye geleceğini ifade eden Hamzaoğlu, fiyat-kazanç oranlarına bakıldığında yatırım yapılabilir ülke beklentisinin fiyatlanmadığını, orada yüzde 15 gibi bir ıskonto ile Türkiye'nin hala işlem gördüğünü bildirdi.

Bu senaryo içinde bazı risklerin de bulunduğunun altını çizen Hamzaoğlu, ilk olarak Merkez Bankası'nın Hükümet ve BDDK ile koordineli bir şekilde son zamanlarda takdim ettiği politika değişikliğinin, piyasalar tarafından yakından izlendiğini anlattı.

Hamzaoğlu, küresel enflasyonun çok yükselmesi ihtimalinin de riskler arasında yer aldığını, hazırladıkları baz senaryolarında bütün risklerin makul seviyelerde kaldığını söyledi.

Bu risklerin gerçekleşmesinin Türkiye'nin risk primini düşüreceğine işaret eden Hamzaoğlu, özellikle bankacılık ve tüketimle ilgili sektörler ile enerji, gayrimenkul piyasalarının etkilenebileceğinin altını çizdi.

Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke olması için 4 neden sıralanabileceğini anlatan Hamzaoğlu, Türkiye'nin geçen yıl en hızlı büyüyen ülkeler arasında olduğunu, bu yıl da yine gelişmekte olan Avrupa Bölgesinde Türkiye'nin en yüksek büyüme oranı yakalayacak ülke olacağını tahmin ettiklerini kaydetti.

Hamzaoğlu, 2011 yılına ilişkin büyüme tahminlerinin yüzde 5,3 olduğunu bildirdi.

Türkiye'de toparlanmanın çok hızlı olduğunu, diğer ülkelerle kıyaslandığında Türkiye'nin makro dengelerinin oldukça geliştiğini ve aradaki farkların neredeyse kapandığını anımsatan Hamzaoğlu, Türkiye'nin yaşanan dış şoklarla başa çıkabildiğini, bu anlamda yatırımcılar nezdinde dış şoklara karşı dayanıklılığının arttığının algılandığını söyledi.

Ekonomi yönetiminin kriz sürecinde güven tazeleyerek, hatta o güveni artırarak çıktığını düşündüklerini ifade eden Hamzaoğlu, ''Özellikle IMF yardımı alınmadan bu noktalara gelinmesi bu kanıyı güçlendirdi. Yatırım yapılabilir ülke kategorisinde diğer ülkelerin notlarına bakıldığında Türkiye bu ülkelerin birçoğundan iyi'' değerlendirmesinde bulundu.

"TÜRKİYE'NİN SERMAYE AKIMLARINDAN YARARLANMASINI BEKLİYORUZ"
Önümüzdeki dönemde gelişmiş ülke merkez bankalarının parasal genişlemeyi hızlı bir şekilde geri çevirmediği takdirde bu paranın ilk adresinin büyümenin kuvvetli, iç pazarın canlı olduğu ülkeler olacağını dile getiren Hamzaoğlu, ''O yüzden Türkiye'nin de bu sermaye akımlarından yararlanmasını bekliyoruz'' dedi.

İstihdam açısından bakıldığında Türkiye'deki toparlanmanın birçok ülkeden çok daha kuvvetli olduğunun görüldüğünü belirten Hamzaoğlu, kredi hacminin ise biraz fazla olduğunu söyledi. Bunun bir miktar endişeye neden olduğunu anımsatan Hamzaoğlu, bölgede en sağlam bankacılığının Türkiye'de bulunduğunun da altını çizdi.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Hamzaoğlu, Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke seviyesine ulaşmasının ülkeye ne kadar sermaye getireceğine ilişkin bir soru üzerine, ''Orada fonlara filan bakmak lazım. Sadece kabaca beklentimiz var. Şu kadar para girer diyemem ama geçmiş yıllarda ne kadar para giriyordu yılda 2-2,5 milyar dolar. Biz buna para diyorduk. Bunun rahat iki katına çıkacağınız düşünebilirsiniz çok muhafazakar bir tahminle'' şeklinde yanıtladı.

Hamzaoğlu, siyasetin veya seçimlerin Türkiye'nin önündeki esas risk olmadığını ifade ederek, ''2011 seçimlerini çok büyük bir risk olarak algılamıyoruz'' dedi.

"RİSK KONUSUNDA İYİMSERİZ"
Merrill Lynch Varlık Yönetimi Portföy Strateji Uzmanı Johannes Joost ise dünyada risk konusunda çok iyimser olduklarını, 2011 yılında yüzde 4'ler dolayında küresel büyüme beklediklerini bildirdi.

Politika yapıcıların bu yıl hala pekçok sorunla başetmesi gerektiğini ifade eden Joost, tutarsız politikaların risk oluşturduğunu anlattı.

ABD ve Avrupa'daki toparlanmanın beklenenden daha yavaş olacağını belirten Joost, ABD iç pazarında artan tüketim sayesinde Çin'in yumuşak iniş yapacağını söyledi.

Dünya ekonomisi iyileşirken yatırımcıların devlet ve şirket tahvilleri yerine emtiaları ve özkaynakları tercih etmesi gerektiğini belirten Joost, özkaynaklar içinde, sermayeyi büyütmekten çok temettülere odaklanılması gerektiğini anlattı.

Joost, gelişmekte olan piyasalardan gelen talep ile Almanya'nın 2010 yılında hızlı bir şekilde toparlandığını anımsatarak, 2011 yılında da Euro Bölgesinde İspanya, Fransa ve İtalya gibi pekçok ülkede yüksek büyümeler gözleneceğini ifade etti.

ABD ekonomisinin 2010 yılında yüzde 2,7 olarak gerçekleşen büyümesinin 2011 yılında yüzde 2,1'e gerileyeceğinin tahmin edildiğini belirten Jooste, toparlanmanın küresel bir şekilde devam etmesi halinde, yılın ikinci yarısında büyümenin hızlanması ve işsizlik rakamlarının gerilemeye başlamasının beklendiğini söyledi.

Çin ekonomisinin yüzde 9, Hindistan ekonomisinin ise yüzde 8,2 büyümesinin beklendiğini belirten Joost, 2010'daki Tayland, Türkiye ve Endonezya gibi gelişmekte olan piyasalara gözlenen güçlü sermaye akışının 2011 yılında da sürmesinin tahmin edildiğini kaydetti.

Bu yıl Euro dolar paritesinin 1,25-1,30 seviyesine çıkabileceğini, doların zayıf olması konusunda beklentilerin sürdüğünü söyledi.